Son Dakika
Pamukova Fotoğrafları (29.01.2018)
Pamukova
Pamukova Tarihi
Bugünkü Pamukova halkının ilk insanları; Orta Asya’nın Navarein bölgesinden göç eden
Türk boylarından tüm yurda yayılan Kınık ve Kayı soyundandır. Türk boylarından olan
ilk Türkmenlerin de II. yy sonlarında çevremize geldikleri bilinmektedir.
Selçuklular’ın yöreye hakim olmasından önceki tarihi durumu incelendiğinde,
Pamukova’ da çok çeşitli uygarlıkların yaşamış olduğu görülür.
DEVAMI FOTOĞRAFLARIN ALTINDADIR….
1-İlk çağlarda Hitit ve Bitinyalılar.
2-MÖ VI. yy. da merkezi Passinüş (Afyonkarahisar) olan Frigyalılar.
3-Çok kısa zaman ilk çağ içinde Megaralılar.
4-Traklar (Tretler) MÖ VI. yy.
5-Persler (İranlılar) MÖ.IV. yy.
6- MÖ IV. yy da Mekedonyalılar.
7- MÖ III. yy da Selevkoslar.
8-MÖ. I. yy. da Romalılar.
9-MS. 395 Yılında Roma İmparatorluğunun bölünüşü ile Doğu Romalılar.
10-Emevi halifesi Abdul Malik in İstanbul’u fethe teşebbüsü ile MS 705-750 Yılları
arasında Emeviler.
11-MS. 750 Yılında Emeviler in çekilmesi ile tekrar Bizanslılar.
12-Anadolu Selçuklularının Anadolu’yu fethinden sonra, Osmanlı Devletinin kuruluşuna
kadar Selçuklular hakim olmuşlardır.
1071 Yılında Malazgirt meydan savaşından sonra, Anadolu’yu yurt edinen Türkler,
Selçuklu devletinin temellerini atmıştır. 1072 Yılında Artuk bey çevrede yerleşmiş
olan Bizans’lıları yenmiş, 1091 Yılında da bölgeye Selçuklu Türklerinin tam olarak
hakim olmasıyla Akhisar (Pamukova) civarında bir kısım köyler kurulmuştur. Ancak
Moğol istilası ile Selçuklu devleti çeşitli beyliklere bölünerek parçalanmıştır.
Pamukova ‘nın kurulu olduğu yerleşim alanı beylikler devrinde bir müddet Karesi ve
Germiyan Oğulları beyliğine bağlı kalmış, beyliklerin zayıflaması neticesinde de
çevreye tekrar Bizanslılar hakim olmuşlardır. (1097)
Selçuklu Devletinin parçalanmasından 50 Yıl sonra merkezi bugünkü Bilecik vilayetinin
Söğüt İlçesi civarında kurulan Osmanlı Beyliği, bir kısım beylikleri kendi himayesi ve
egemenliği altına alarak genişlemiş, 1299 Yılında Osman Gazi önderliğinde Osmanlı
Devleti kurulmuştur.
Osmanlı akıncıları 1299 Yılında Bilecik Tekfurluğunu, ve Yarhisar kaleleri fethedilmiş,
1305 Yılında Lefke (Osmaneli) Tekfurluğunu, 1313 Yılında da Akhisar (Pamukova), Geyve ve
Göynük Tekfurluklarını fethederek Osmanlı topraklarına katmışlardır.
Osman Bey ve Osmanlı akıncıları Beğce Tekfurluğunu fethettikten sonra Akhisar
üzerine yürümüş, Aksaray (Akhisar) Tekfuru askerleri ile Osmanlı askerleri Şıhvarmaz
(Şeyhvarmaz) ve Bacı Köylerinin güneyinde karşılaşarak savaşmış, yenilerek yok
olacağından korkan Tekfur; askerleri ile kaçarak Karaceyş (Paşalar) hisarına
gizlenmişlerdir. Tekfurun Karaceyş kalesine gizlendiğini bilen Osman Bey kışı
Bilecik’te geçirmiştir. Baharda oğlu Orhan Bey, Konuralp ve Akçakoca’yı göndererek,
Akhisar ve yöre halkını rahatsız ettiğini bildiği, tekfur ve askerlerinin yaşadığı
Karaceyş kalesini fethetmelerini istemiştir. Karaceyş kalesini fethetmek için
Akhisar’a gelen Orhan Beyin kurnaz bir planı ile, kaleye bir bölük saldırırken diğer
bir bölük yanda ve kale kapısı cephesinde mevziiye girmiştir. Kaleye hücum eden
Osmanlı birliği yenilmiş intibaını vererek kaçmaya başlamıştır. Kaçışın gerçek
olduğunu sanan Tekfur ve askerleri kaçan birliği kovalarken, gizlenmiş olan diğer
bölük kaleyi eline geçirmiştir. Arazide gizlenmiş olan diğer bölük ise kaçan bölükle
birleşip tekfurun askerlerine hücum etmiş, Tekfur askerleri ile kaleye geri dönmek
istediğinde kalenin Osmanlılarca fethedildiğini görerek teslim olmuştur. Karaceyş
Tekfurunun teslim olduğunu öğrenen Tinse, (Rinse,Tirse, Kemaliye) Tekfuru’da teslim
olmuştur.(1314)
Yörenin fethedilmesinden sonra Akhisar ve havalisinin Söğüt’ten idare edilmesinin güç
olacağını anlayan Osman bey (1.Osmanlı padişahı) tarafından çevrenin merkezi durumunda
olan Akhisar “Eminlik” yapılmıştır. Samsa Çavuş’ da “Emin” olarak tayin edilmiştir.
Eminliğin ne kadar devam ettiği kesin olarak bilinmemektedir. Eski Altıntaş mevkiindeki
bulunan mezar taşları yazıtlarından anlaşıldığına göre Akhisar’ın Eminlik olduğu
kesindir.
Yörenin Osmanlılarca fethinden ve Eminlik oluşundan sonra Söğüt civarında Yaşayan
Balaban Türkmenlerinin sanatkar olanları Akhisar (Pamukova)’a çiftçi olanları da yeni
kurdukları köylere yerleşmişlerdir. Hayvancılık yapanları ise İnönü, Kıranyurt, ve
Erikli (Karacasu) gibi yaylalara giderek hayvancılık yapmaya başlamışlardır.
Tapu kayıtlarından da anlaşıldığına göre 18.yy da Akhisar ilk olarak kaza olmuştur.
Akhisar halkının ileri gelenlerinin seçtikleri temsilciler İstanbul’a giderek
Akhisar’ın kaza yapılması için müracaat etmişler; o zamanki hükümet aldığı kararı
padişaha imzalatarak emirnameyi temsilcilere vermiştir. Akhisar’ın kaza oluşu davul
ve zurnalarla kutlanmıştır.1862 Akhisar ı ziyaret eden Fransı Kontu A. D. Mouster
İlçe Mülki Amirinin evinde misafir kalmıştır. Ancak Akhisar 1874 Yılında bugün
nedenini bilemediğimiz sebeplerden dolayı tekrar nahiye yapılmış, kaza teşkilatı
Tekrar Geyve’ye taşınmıştır. Cumhuriyetin kurulmasından sonrada bucak (nahiye)
alarak teşkilatlanmış; Bir müddet de bucak teşkilatının kaldırılması ile kasaba
olarak kalmıştır. Pamukova’nın ilk kaza olduğu yıllarda bugünkü Belediye binası
hükümet konağı olarak yapılmıştır. Akhisar lı çocukların okuyabileceği Rüştiye de
halkın hizmetine açılmıştır.
Pamukova’nın ilk yeri; bugünkü ilçe merkezinin üç kilometre batısında Oruçlu ve
Üçevler köylerinin güneyinde, bugün tarla olarak kullanılan Altıntaş mevkii ve halk
tarafından kasaba diye isimlendirilen yerdir. Pamukova’nın ilk adı Kasaba-i Atik’dir.
Kasaba-i Atik halkı yerlilerinin, ilçe merkezine hangi tarihte ve niçin taşındıkları
kesin olarak bilinmemektedir.Paşalar Köyünden Kambur Eyüp ‘ün dedelerinden
dinlediklerine göre bir defada kırk düğün olan Altıntaş’a yılanların musallat olması
neticesinde halk korkarak Altıntaş’ı terk etmişler şeklindedir. Ancak ilk
taşındıkları yerin Elperek Mahallesi olduğu, taşındıkları bu yere “Yeni Köy” ismini
verdikleri kesindir. Elperek Camii avlusundaki mezar taşının üzerinde yazılı tarihten
anlaşıldığına göre MS.1200 Yıllarında bu civar yerleşim merkezi olarak kullanılmıştır.
20 Ocak 1993 Tarihinde elektrik kontağı sonucu yanan bugün yerine yenisi yapılan
Elperek Camii civarına taşınan insanlar camii inşaatı için kestikleri kerpiçleri
sıraya dizilip elden ele taşıyarak (elbirlik) camii inşaat alanına getirerek camii
inşa etmişlerdir. Kasabanın büyüyerek gelişmesi neticesinde yerleşim merkezinin adı
Akhisar olarak değişmiştir. Yeni köy adının Akhisar oluşundan sonra Elbirliğin Arapça
da, elperek manasına gelmesinden ve Elperek Camii’ne “elbirlik “kerpiç taşınması
hadisesinden dolayı, camii çevresindeki mahalleye Elperek Mahallesi adı verilmiştir.
İSTİKLAL SAVAŞI ve PAMUKOVA :
Birinci dünya savaşında “İttifak Devletlerinin yenilmesi ile Osmanlı devleti de yenik
sayılmıştır. Çanakkkale de Anafartalar’da Yemen’de büyük kahramanlıklar gösteren,
destanlar yazdıran Osmanlı orduları terhis edilmiş, Osmanlı devleti toprakları “itilaf
devletleri arasında pay edilmiştir. Güney doğu Fransız’lar, Akdeniz bölgesi İtalyanlar,
Ege ve Marmara bölgesi de İngiliz’ler tarafından işgal edilmiştir. Yurdun dört yanının
İşgali neticesinde halk silaha sarılmış, 19 Mayıs 1919 Tarihinde de Mustafa Kemal in
Samsun’a çıkması ile İstiklal savaşı fiilen başlamıştır.
İstiklal savaşının başladığı günlerde İngilizlerin terk ettiği yerleri ve bölgemizin
bir kısmını ve Ege’yi Yunan lılar istila etmiştir. Yunanlıları yöreden kovmak için
silaha sarılan bölge insanlarının teşkil ettiği Müdafaa-i hukuk cemiyeti gibi Milis
kuvvetlerinin kurulması ile Akhisar (Pamukova) ve çevresi de İstiklal savaşına
katılmıştır.
İngiliz, Fransız ve İtalyan (İtilaf devletleri) ‘ların müştereken meydana getirdiği
orduları, İstanbul ve müteakiben İzmit il merkezlerini işgal etmişlerdir. İzmit
mutasarrıflığının işgali neticesinde, valilik il idaresini savaş yıllarında ilçemiz
olan Geyve’ye taşımıştır. İzmit’i işgal eden İtilaf devletleri orduları adım adım
Geyve boğazına yaklaşmışlar, bunu duyan Geyve ve Pamukova halkı Ankara’dan görevli
gelen Alifuat Paşa nın (Alifuat Cebesoy) kumandasında milis kuvvetlerini teşkil
etmişlerdir. Bu milis kuvvetlerinden bir tabur kadarı Geyve boğazındaki demir köprü
civarında karargah kurarak köprüyü savunmuştur. Askere alınmayan gençler ve
ihtiyarlardan meydana gelen Bir kısım milis kuvvetleri de, Menekşe köyünden Merhum
Muhammet Hoca (Mehmet Tuğcu) kuvvetleri ile birleşerek çevreyi savunmaya başlamışlardır.
Müstevli ordularının işgal ettiği İzmit, Büyükderbent, Karamürsel, Gölcük, İznik
kasabası ve köylerinin insanları istila korkusu ile Pamukova ve köylerine
sığınmışlardır. Çevremizdeki çeşitli yerlere sığınan bu insanlar, uzun süre
misafirperver Pamukova ve Geyve halkı tarafından barındırılmışlardır.
Pamukova ve çevresini, Müdafaa-i hukuk cemiyeti çok iyi bir şekilde savunmuş, yöremize
itilaf devletleri ordularının ve Yunan ordularının girmesini engellemişledir. Akhisar
Müdafa-i hukuk cemiyetinin kurucuları ve cemiyetin üyeleri; kasaba eşrafından belediye
reisi Müftü zade Rüştü Bey, tıp öğrencisi Kemal Özsan, Turgutlu Köyünden Ziya Bey,
kasaba eşrafından Mahmutzade Mustafa Bey, Gökgöz Köyünden öğretmen Hüseyin Bey, lise
öğrencisi Fazlı Dinçer, Paşalar Köyünden Aziz Gür Efendi ve Fevziye Köyünden Bakkal
Mehmet Efendidir. Aynı günlerde Geyve İlçesinde de kaymakam Hazım Bey, karakol
komutanı Esat Bey, Rıza Şahin Bey, Sefer Bey ve İlçe eşrafından hafız Fuat Çelebi ve
kardeşi Burhanettin Çelebi müdafa-i hukuk cemiyetini kurarak bölge savunmasına büyük
katkıda bulunmuşlardır.
Akhisar ve Geyve müdafaa-i hukuk cemiyetinin kurucusu ve milis kuvvetlerinin kumandanı,
yöremizin savunmasında büyük katkı sahibi olan Alifuat Paşa buradaki görevinden alınıp,
garp (batı) cephesinde görevlendirilince; yerine Halit Paşa tayin edilmiş, yöre
savunması Halit Paşanın idaresi ve komutasında yapılmıştır. Halk tarafından “Deli
Halit Paşa” diye bilinen yöremizin savunmasında çok büyük kahramanlıklar gösteren
Halit Paşa; Necip Bey adlı bir teğmeni Mekece köprüsünü tahrip etmekle görevlendirip
köprünün tahribini sağlayarak düşman kuvvetlerinin yöremize girmesini önlemiştir.
Halit Paşa 1922 Yılında Mustafa Kemal (Atatürk) ve Mekece ye gelen gazetecilerle
görüşerek yöre savunması hakkında bilgiler vermiştir. Atatürk de Halit Paşa ve
Mekece li Halil İbrahim Ağa yı maddi ve manevi yardımlarından dolayı tebrik etmiştir.
Akhisar Müdafaa-i Hukuk cemiyetine de aşağıdaki telgrafı çekerek teşekkür etmiştir.
Akhisar Müdafaa-i hukuk vekaleti riyesetine
Akhisarın fedakar halkını selamlamakla bahtiyar
ve izhar buyurulan teveccühten dolayı teşekkür ederim.
16 Haziran 1922 Başkumandan
MUSTAFA KEMAL
M.Kemal Emre Hocanın notlarından öğrendiğimize göre, 16 Haziran 1922 Tarihinde Mustafa
Kemal (Atatürk)’in Akhisar’a gelen yukarıdaki telgrafından sonra ikinci bir telgrafın
geldiği o günün PTT müdürü Ata bey tarafından duyurulmuştur. İkinci telgrafta
“kasabanızın en kültürlü bir genci nahiye müdürlüğü görevini , mevcut nahiye
müdüründen eline alsın” şeklinde ki emri gereğince PTT müdürü Ata Bey, bunu Belediye
Reisi Müftü zade Rüştü Beye duyurmuştur. Rüştü Beyde bu işi en iyi tıp öğrencisi Kemal
Özsan’ın yapabileceğini bildirmiş ve yanlarına karakol komutanını da alarak Sadaret
yanlısı olarak bilinen nahiye müdürü hafız Mahmut Beyin makamına giderek, Nahiye
müdürlüğü görevini Kemal Özsan Beye devretmesini istemişlerdir. Makamı devretmek
istemediği halde olay çıkmasından korkan hafız Mahmut bey, görevi devretmiştir.
Daha sonra Mehmet Çuhalıların işlettiği kahve önünde sandalyeye çıkarak sadaret
(Padişah) yanlısı bir konuşma yapan Mahmut bey sandalyeden indirilmiştir. Yeni nahiye
müdürü olan Kemal Özsan Beyin, Ankara hükümetinin yurt bütünlüğü için çalıştığını
anlatan konuşması, Pamukova ve köyleri halkının katılımı ile daha güçlü milis
kuvvetlerinin doğmasına sebep olmuştur.
Akhisar ve Geyve milis kuvvetleri ve tüm yöre halkı; İznik’e kadar gelen Yunan
ordusunun yöreden çıkarılması için gece gündüz demeden çalışmışlar; Karamürsel deniz
iskelesinden aldıkları cephaneyi; Bursa, Gemlik ve İznik Havalisinde çarpışan Türk
kuvvetlerine öküz arabalarıyla taşımışlardır. Bozulan Demiryolundan geçemeyen Trenlerin
getirdiği cephaneyi yükledikleri kara vagonlarını Mekece ye kadar iterek götürmüşler,
oradan mekkareci arabalarına yükleyerek cepheye sevk edip; istiklal savaşının k
azanılmasında büyük destek sağlamışlardır.
CUMHURİYET ve PAMUKOVA
Pamukova’ya Osmanlı imparatorluğunun kurucusu Osman bey tarafından verilen Akhisar adı
Cumhuriyet döneminde de devam etmiş, ilçenin İzmit’e bağlı olduğu yıllarda Sakarya
Akhisar’ı, Geyve Akhisar’ı gibi adlarla anılmış ve yazılmıştır. Manisa vilayetine
bağlı bir Akhisar’ın daha bulunması Askeri yazışmalarda, o günlerin en iyi haberleşme
vasıtası olan mektuplarda kargaşalara sebep olması neticesinde ovada bol ve kaliteli
olarak yetiştirilen pamuk dan esinlenilerek Akhisar’ın adı 1937 Yılında çıkarılan özel
bir kanunla Pamukova olarak değiştirilmiştir.1938-1939 lu yıllarda da çıkarılan özel
kanunlarla Tesbene;(Fevziye), Evrenli; (Cihadiye), Dana; (Turgutlu), Tirse; (Kemaliye),
köylerinin yabancı dillerden gelen adları yeni isimleri ile değiştirilmiştir.
Pamukova’nın ilk olarak hangi tarihte Belediye yapıldığı bilinememektedir. Ancak
İstiklal savaşı günlerinde Belediye başkanının Müftü zade Rüştü bey olduğu beldede
yaşayan yaşlı insanlar tarafından ifade edilmektedir. İstiklal savaşını takip eden
yıllarda Cumhuriyetin ilanıyla belediye kanunlarının çıkarılarak yürürlüğe girmesi
neticesinde; nüfusun az oluşu nedeniyle 1926 yılında belediye teşkilatı kaldırılmıştır.
1945 Yılında; Kasaba-i atik de ikamet eden İnegöl ve Gölpazarı göçebelerinden
semercilik, Demircilik, sepetçilik, Kalaycılık gibi işler yapan göçebe ırkın Cedit
mahallesindeki boş araziye yerleştirilmeleri ile Belediye kurulabilmesi için yeterli
olan 2000 nüfusa ulaşılarak Pamukova Belediyesi kurulmuştur.1946 Yılında yapılan
mahalli seçimlerde Sami Karadayı ilk Belediye reisliğine seçilmiştir.Pamukova da, nahiye
olduğu 1874 Yılından 1951 Yılına kadar bir Nahiye müdürlüğü ve
Jandarma Karakol komutanlığı vardır. 1952 Yılında Mahkeme teşkilatı, Hükümet Tabipliği,
Nüfus memurluğu ve Tapu memurluğu teşkilatları kurulmuştur. Bu kuruluşlar 1963 Yılına
kadar, bir kaza sonucu yanan Hükümet konağında çalışmışlardır. Ancak; 1968 Yılında,
tüm nahiye teşkilatı kaldırılmış; Pamukova’nın asayişi bile ilçe merkezi olan Geyve
deki ekipler tarafında idare edilmeye başlanmıştır. 25 Mart 1968 Tarihinde, Geyve
kaymakamı halkın tertip ettiği bir toplantı için Pamukova’ya davet edilmiştir. Halkın
huzursuz olduğunu belirten karakolun tekrar geriye getirilmesini isteyen 40-50 İmzalı
bir dilekçe verilmiştir. Pamukova’nın E 25 Karayolu üzerinde oluşu asayişin bu yüzden
zor olacağı anlatılmış, polis noktası veya Jandarma birliğinin teşkilatlandırılmasını
istemiştir. Bu olayın sonucunda ise Pamukova’ya Jandarma teşkilatı tekrar kurulmuştur.
Uzun yıllar ilçe olmak için mücadele veren, bazen ilçe olan, bazen bilinemeyen
nedenlerle ilçe teşkilatı feshedilen, Pamukova ilçe halkı 19 Haziran 1987 Tarih ve
3392 Sayılı kanunla emeline kavuşmuş, 7 Eylül 1987 Günü ilçe olmayı kuruluş
şenlikleri olarak davul, zurna ve köçeklerle kutlanmıştır.
Etiketler: Arsa Reklam » Çiçek » Doğal » Eğitim » Etkinlik » Folklor » Fotoğraf Galerisi » Geyve Haber » Geyve Hizmet » Halk » İletişim » İlgi » Köy » Köylüler » Köyü » Köyünde » Medya » Pamukova » Sakarya ve Ulusal Haberler » Tarih » Yöresel
BENZER HABERLER